Türkiye Ekonomi Zirvesi’nde Yapısal Dönüşüm Vurgusu

UEZ 2025 Açılışında Mehmet Şimşek’ten Ekonomi Değerlendirmesi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Ekonomi Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada küresel krizlerin riskler kadar fırsatlar da barındırdığını belirtti. Türkiye’nin yapısal dönüşümü gerçekleştirerek bu zorlu dönemi kalıcı kazanımlara dönüştürebileceğini vurgulayan Şimşek, programlarını kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini söyledi.

İş ve ekonomi dünyasının önemli isimlerinin katıldığı UEZ 2025, ‘Değişen Küresel Gerçekler ve Gelecek 5.0’ temasıyla düzenleniyor. Ana sponsorluğunu Rönesans Holding’in üstlendiği zirve, Türkiye ve dünya siyasetçileri, iş dünyası liderleri ve akademisyenleri bir araya getiriyor.

Küresel Zorluklar Karşısında Türkiye’nin Avantajları

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, dünyanın karşı karşıya olduğu yapısal zorluklara dikkat çekerek, Türkiye’nin avantajlı bir konumda olduğunu belirtti. İhracat bağımlılığının görece düşük olmasının ve büyümenin iç talep odaklı olmasının Türkiye’yi diğer ülkelerden daha dayanıklı kıldığını ifade etti. Şimşek, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek, mali disiplini güçlendirmek, cari açığı azaltmak, verimliliği artırmak gibi hedefler doğrultusunda programlarını başarılı bir şekilde yürüttüklerini belirtti.

Dengelerin Değişmesi Türkiye İçin Yeni Fırsatlar Yaratabilir

Capital, Ekonomist ve StartUp Dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük, global borç krizinin gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra yüksek borçluluk seviyesine sahip gelişmiş ekonomiler için de tehdit oluşturduğunu söyledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın alınan yeni tedbirlerin küresel sistemin kurallarını yeniden belirleyebileceğine dikkat çeken Büyük, Türkiye’nin de yeni gelişmelerle fırsatlar elde edebileceğini belirtti.

Sürdürülebilir Gelecek İçin Ortak Akıl Şart

RePie Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Emre Çamlıbel ise UEZ’de toplandıklarını vurgulayarak, geleceğe yönlendirme konusunda ortak bir akıl oluşturmanın önemine işaret etti. Sürdürülebilir kalkınma ve toplum için katkı odaklı ekonomik başarının önemine değinen Çamlıbel, yatırım fonları ve özel amaçlı şirketler gibi çağdaş yatırım araçlarını sadece finansal değil, aynı zamanda toplumsal ve yapısal üretken modeller olarak konumlandırmaya çalıştıklarını belirtti. Gelecek yılların ticaret kurallarının ve rekabet paradigmasının yeniden tanımlandığı bir dönem olacağını vurgulayan Çamlıbel, politika ve yatırımların yeni çerçevede ele alınması gerektiğini ifade etti.

Related Posts

Dolar resmen çakıldı, Euro yükselişe geçti!

ABD Başkanı Donald Trump’ın “Bir Büyük Güzel Yasa Tasarısı” olarak adlandırdığı vergi ve harcamalara düzenleme getirecek yasa tasarısının mali endişeleri artırması ve erteleme süresi 9 Temmuz’da dolacak tarifelere ilişkin beklentiler doların sert …

Haziran ayı Enflasyon Beklenti Anketi sonuçlandı

AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, haziran ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) yüzde 1,53 artacağını tahmin ediyor.

Temmuzda zamlar yağmur gibi yağacak: Akaryakıt, sigara, bedelli askerlik…

Temmuz ayının gelişiyle beraber birçok kalemde otomatik fiyat artışı gündemde. Temmuz ayı enflasyon rakamları sonrası uygulanacak güncellemeler, vatandaşların temel harcamalarını doğrudan etkileyecek. Akaryakıt, sigara ve bedelli askerlik gibi birçok kalem grubuna zam yağmuru yağacak. İşte detaylar…

TÜİK açıkladı: Mayıs ayı işsizlik verileri belli oldu!

TÜİK, mayıs ayına ilişkin işgücü verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre işsizlik oranında ve istihdamda değişimler gözlemlendi. Genç nüfusta işsizlik oranı da ekonominin önemli göstergeleri arasında yer aldı.

Trump, ‘indirim’de ısrarcı: Merkez Bankası ile kavgası sürüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Fed’in başına indirim yapmayacak birini atamayacağını belirterek mevcut başkan Jerome Powell’a yönelik eleştirilerini sürdürdü. Trump Powell’a yönelik eleştirilerini sürdürerek “İstifa ederse çok sevinirim, berbat bir iş çıkardı” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin farkı kültür ve tarih

Turizm rekabetinde deniz-kum-güneş modelinden ayrışan Türkiye; ABD, Çin, Kanada, Japonya gibi harcama kapasitesi yüksek turist gruplarının ilgisini çekerken tarihi ve kültürel varlıkları öne çıkan şehirlerde de önemli bir turizm hareketi görülüyor.